1) 6284 SAYILI YASANIN UYGULANMASINA İLİŞKİN OLUŞAN
AKSAKLIKLAR GÖRÜŞÜLDÜ:
· Kanun kapsamında tedbir kararı verebilecek makamlar arasında cumhuriyet başsavcılığı sayılmamıştır. Bu durum uygulamada sıkıntılara yol açmaktadır.
· Verilen tedbir kararları UYAP üzerinden sorgulanırken sadece sorgulanan merkezdeki bilgilere ulaşılabiliyor olması mükerrer başvuru ve kararlara sebebiyet vermektedir. Bu sorunun giderilmesi için başvuruların tek merkezde kaydedilip UYAP üzerinden görülmesini sağlayacak bir düzenleme yapılması gerekir.
· Tedbir kararının ihlal edilmesi halinde kararın tebliğinin gerekmemesi şeklindeki yasa hükmü, hâkimlerin farklı yorumları sonucunda aksaklıklara neden olmaktadır. İtiraz süresinin dolmaması nedeniyle henüz kararın kesinleşmemiş olması, zorlama hapsinin uygulamasını sıkıntıya sokmaktadır.
· Verilen tedbir kararına karşı itiraz süresi 2 hafta olarak düzenlenmiştir. Bu sürenin çok uzun olduğu, kararı öğrenen failin bu sürede mağdura zarar verme ihtimalinin çok yüksek olduğu, bu sebeple itiraz süresinin kısaltılması gerektiği yönünde görüş bildirildi.
· Kanunda kolluk birimlerine de yetki-görev verilmesi, kolluk kuvvetlerinin başvuruları daha çok ciddiye almalarını sağladı. Olumlu ya da olumsuz bir işlem yapma, karar verme yükümlülüğü altına girdiler.
· Zorlama hapsi kavramının disiplin hapsi olarak düzenlenmesi gerektiği vurgulandı.
· 18 yaş altındaki çocukların şiddet uygulayan konumunda olması halinde, zorlama hapsi kararı verme yetkisi Çocuk Mahkemesi Hâkimine bu kanun ile tanınmalıdır. Kanunda ‘hakim’ tanımına sadece aile mahkemesi hakimi alınmış
· Bazı illerde savcılık, 4320 sayılı yasa döneminde verilen tedbir kararlarının hükümsüz kaldığı şeklinde yorum getirmekte ve yeniden tedbir kararı alınmasını istemektedirler. Oysaki mevcut yasa önceki yasa döneminde verilen kararları ortadan kaldırıcı bir hüküm içermemektedir.
· Kolluk görevlilerinin yeterli hukuki bilgileri olmaması sebebiyle, verecekleri kararın çok sağlıklı olmayacağı yorumu yapıldı.
· Geçici maddi yardım sağlanması yönünde karar verildiği takdirde Bakanlık yardım alacak kişi adına failden tahsilât yapabiliyor. Ancak nafaka konusunda böyle bir düzenleme getirilmemiş. Bu kanun kapsamında bağlanan nafakanın da Amme Alacağı olarak kabul edilerek ayrı bir bütçe ayrılması ve Bakanlık tarafından tahsil edilmesi gerekliliği üzerinde duruldu.
· Mülki idari amire başvuru yapılacak olması halinde muhatabın kim olacağının belirtilmemesi nedeniyle mağdurların başvuruları cevapsız kalabilmektedir. Bu amaçla mülki idarelerde konuyla ilgili birimler kurulması önerildi.
· Barınma evi yerine sığınma evi kavramı kullanılmalı(sığınma evlerinin daha kapsamlı koruma sağlanması nedeniyle). Sığınma evlerinin oluşturulmasındaki zorluk göz önünde bulundurularak, bu yapı oluşturulana kadar barınma evlerinin kullanılması şeklinde yasanın değiştirilmesi gerekir.
· Defalarca yapılan başvuruların sonuçsuz kalması ve bunun üzerine ölümle sonuçlanan olayların nasıl engellenebileceği tartışıldı. Görevini ihmal eden ve sorumluluk taşıyan yetkili birimlerin sorumsuzlukları nedeniyle devlete karşı açılan tazminat davalarının artırılması ve takip edilmesi gerekir. Bu şekilde yetkili birimler sorumlu oldukları konularda daha titiz davranabilirler.
· Yasanın 15. maddesinin d ve e bentlerinde mağdurun psikolojik durumuna ilişkin rapor düzenleme görevi, şiddet önleme ve izleme merkezlerine verilmiştir. Tıp doktorlarının uzmanlık alanı olan ve tıp doktorlarınca düzenlenmesi gereken raporların bu merkeze bırakılmasının sakıncalı olacağı öngörülmüştür.
· Kırıkkale Barosu adına, 6284 sayılı yasanın uygulanmasına ilişkin aksaklıklara yönelik yazılı beyan sunulmuştur. İçerik olarak; 1-kolluk birimlerinin yetkili olduğu hususlarda uzlaştırma yasağı getirilmesi, 2-mülki idarelerde oluşturulacak birimlere ‘çocuk ve kadın insan hakları ve kadın erkek eşitliği konusunda eğitim almış olma’ şartı getirilmesi ve 3-geçici 1. maddede yer alan şiddet önleme ve izleme merkezlerinin ilk iki yıl içinde sadece pilot şehirlerde kurulmaya başlanacak olmasının uygulamada büyük aksaklıklara yol açacağı, bütün şehirlerde alt yapının oluşturulması için azami süre öngörülmesi gerektiği şeklinde görüş bildirilmiştir.
2) KANUNUN UYGULANMASINA İLİŞKİN HAZIRLANACAK
YÖNETMELİKLERİN İÇERİĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
· Teknik takip yöntemlerine ilişkin daha önce bir uygulama bulunmadığından, yapılacak olan yönetmeliğin kişi hak ve hürriyetlerine aykırı olmayacak şekilde mevzuata uygun olmasına dikkat edilmesi gerekir.
· Şiddet izleme ve önleme merkezlerinin nerede ve nasıl kurulacağı ayrıntılı olarak düzenlenmeli. Merkezlerde, psikolojisi uygun şiddet mağduru kadınlar personel olarak istihdam edilmeli. Merkezlerde hukukçu bulundurulmalı, sürekli bir hukukçu bulundurulması mümkün olmazsa her ilde barolarla bu konuda protokol imzalanmalı. Baroların kadın hakları komisyonlarına ayrı bir bütçe sağlanmalı. Sığınma evlerinde ve kadın başvuru merkezlerinde belediyeler ve barolar etkin olarak yer almalı.
3) ANAYASA DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİ GÖRÜŞÜLDÜ:
· Anayasa değişikliğine ilişkin kesin bir öneri metni hazırlamak için erken olduğu kararına varılmakla birlikte genel olarak, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı kurallarına uygun olarak bir dil oluşturulmasının gerekliliği, Kadın erkek eşitliği ve %50 kota şartının getirilmesine ilişkin görüşler bildirilmiş, ayrıntılı görüşmelerin daha sonraki toplantılarda gündeme alınacağı kararlaştırılmıştır.
4) AVUKATLIK YASASINDA YAPILMASI ÖNGÖRÜLEN DEĞİŞİKLİK
TEKLİFLERİ GÖRÜŞÜLDÜ:
· Baroların yönetim kadrolarında ve komisyonlarda %50 kadın kotasının uygulanmasına ilişkin hükümler yer alması
· Adli yardım görevlendirmelerinin verilmesinde, kadın hakları konusunda çalışma yapılması ve bu çalışmalara göre ayrı bir bütçe sağlanması gereklilikleri vurgulanmıştır.
· Bunun dışındaki değişiklik önerileri barolarca müzakere edilecek ve sonraki toplantılarda ayrıntılandırılacaktır.
5)KADIN KONUKEVLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI
GÖRÜŞÜLDÜ:
· Öncelikle yönetmeliğin isminin Kadın Sığınmaevleri Hakkında Yönetmelik’ olarak değiştirilmesi önerildi. Oybirliğiyle kabul edildi.
· Bunun dışında tek tek maddeler üzerinde duruldu ve oylama yoluyla bazı değişikliklerin yapılmasına karar verildi. Taslak metninin son hali daha sonra e-mail olarak tarafımıza iletilecek olup, komisyona da bu haliyle ulaştırılacaktır.
6)BİR SONRAKİ TOPLANTIYA KADAR BAROLARDAN YAPILMASI
BEKLENEN FAALİYETLER:
· Avukatlık kanununda yer alması istenilen %50 cinsiyet kotası uygulaması ile ilgili olarak TÜBAKKOM tarafından başlatılan imza kampanyasının tüm barolarda yapılması(1 ay içinde tamamlanarak gönderilmesi)
· 2005 yılında çıkan Belediye Kanunu ile nüfusu 50.000’i geçen tüm Belediyelerin sığınma evi açma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu kapsamda her ilde belediyelerden sığınma evi açılması, açılmış ise aktif olarak çalışması talebinde bulunulması
· Özellikle Adli Yardım ve Kadın Hakları Komisyonlarının birlikteliği ile Avukatlık Yasasının ilgili maddelerinin tartışılması ve Baro adına TÜBAKKOM’a görüş sunulması
· Yapılması planlanan anayasa değişikliğinde kadın haklarına ilişkin hükümlerin barolarca değerlendirilerek TÜBAKKOM’a görüş sunulması
Konularında karar verildi.